Orman Yangınlarıyla Mücadele: Sadece Bir Söndürme Meselesi Değil, Bir Gelecek Planlaması Meselesi

Son günlerde yurdun dört bir yanında yüreğimizi yakan orman yangınları, sadece anlık bir felaket değil; aynı zamanda bir ulusal güvenlik, çevre ve gelecek meselesidir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verileriyle kırılan sıcaklık rekorları ve kuraklık, yangınları kaçınılmaz bir hale getirirken, asıl soru yangınları nasıl önlediğimiz ve müdahale kapasitemizi nasıl güçlendirdiğimiz olmalıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da belirttiği gibi, kahraman orman çalışanlarımız, gönüllülerimiz ve tüm hava/kara filomuzla sahada büyük bir mücadele veriliyor. Şüphesiz bu mücadele, takdire şayan bir fedakârlık örneğidir. Ancak bu fedakârlığın, artık sadece bir söndürme eyleminden öteye geçmesi, yangınları daha başlamadan önleyecek ve başladığı anda en etkin şekilde bitirecek stratejik bir planlamaya dönüşmesi gerekiyor.

Yangınla mücadelede pasif değil, proaktif olmalıyız. Bu kapsamda, birkaç kritik adımın acilen atılması gerektiği açıktır:

1. Dijital Altyapı ve Erken Uyarı Sistemleri: Ormanlarımızı erken uyarı sistemleriyle donatmak, yangınları çıktığı ilk anda tespit edip anında müdahale etmek için hayati öneme sahiptir. Yapay zekâ destekli görüntü analizi yapan insansız hava araçları (İHA) ve uydu sistemleri, küçük bir dumanı dahi büyümeden fark edebilir. Böyle bir teknolojik altyapı, müdahale ekiplerini doğru noktaya en kısa sürede yönlendirerek felaketin büyümesini engelleyecektir. Bu sistemler, hem koordinasyonu artırır hem de insan hayatını riske atmadan etkili bir müdahale sağlar.

2. Proaktif Orman Yönetimi: Yangınla mücadele sadece alevleri söndürmek değildir. Aynı zamanda, yangın riskini azaltacak orman yönetimi politikalarını uygulamaktır. Yangın koridorları oluşturmak, yanıcı materyalleri temizlemek, kontrollü yakma tekniklerini bilimsel metotlarla uygulamak ve yangına dayanıklı ağaç türlerini tercih etmek, yangın riskini kökten azaltacaktır.

3. Eğitim ve Farkındalık Seferberliği: Yangınların büyük bir kısmı insan kaynaklıdır. Bu nedenle, vatandaşlarımızı yangın riskleri konusunda bilinçlendirmek, en az söndürme ekiplerinin çabası kadar önemlidir. Ormanlık alanlarda sigara izmariti atmaktan, anız yakmaya kadar her türlü dikkatsiz davranışın sonuçları, sürekli ve etkili kampanyalarla halka anlatılmalıdır.

Orman yangınları, iklim krizinin bir yansımasıdır. Artık bu acı gerçeği kabullenip, müdahale stratejilerimizi de buna göre güncellemek zorundayız. Ormanlarımıza sadece bir ağaç yığını gibi değil, geleceğimizin teminatı, “Yeşil Vatan”ımızın kalbi olarak bakmalıyız. Söndürme ekiplerimizin alın terini ve gönüllülerimizin emeğini zayi etmemek için, teknoloji ve akılla güçlendirilmiş, uzun vadeli bir yangınla mücadele planını hayata geçirmek zorundayız.