Merhaba sevgili okurlarım, bugün 21 Eylül ve ben yine sizlerle önemli bir konuyu paylaşmak için buradayım. Unutursam fısılda demiştiniz, işte o yüzden bu yazıyı kaleme alıyorum. 2025 Dünya Alzheimer Raporu, demans rehabilitasyonu gibi hayati bir konuyu masaya yatırarak, bu rahatsızlıkla yaşayan bireylerin hayatlarını nasıl daha iyi bir hale getirebileceğimizi sorguluyor. Gelin, bu raporu birlikte inceleyelim ve demansla yaşamı yeniden tasarlama fikrine bir adım daha yaklaşalım.
Rehabilitasyon: Demansla Mücadelede Yeni Bir Umut
Demans, yalnızca bireyleri değil, ailelerini ve toplumları da etkileyen karmaşık bir sağlık sorunu. Ancak 2025 Dünya Alzheimer Raporu, bize umut verici bir yol haritası sunuyor. ADI, Exeter Üniversitesi ve Sydney Üniversitesi iş birliğiyle hazırlanan bu rapor, demans rehabilitasyonunun ne anlama geldiğini, neden önemli olduğunu ve nasıl uygulanabileceğini detaylı bir şekilde ele alıyor. Rehabilitasyon, demansla yaşayan bireylerin yemek hazırlama, alışveriş yapma, hareketlilik, konuşma ve öz bakım gibi becerilerini sürdürmelerine veya yeniden kazanmalarına olanak tanıyan birey merkezli bir yaklaşım. Bu, sadece bireyin bağımsızlığını korumasına yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda aile bağlarını güçlendiriyor ve sağlık sistemleri üzerindeki baskıyı azaltıyor.
Raporda vurgulanan en çarpıcı noktalardan biri, kişiselleştirilmiş rehabilitasyonun günlük işlevselliği iyileştirdiğine ve bağımsızlık kaybını geciktirebileceğine dair kanıtlar. Örneğin, bireysel olarak uyarlanmış bilişsel rehabilitasyon programlarına katılan kişilerin, standart bakım alanlara kıyasla daha düşük engellilik seviyeleri yaşadıkları ve bakım evine taşınmadan önce ortalama altı ay daha uzun süre evlerinde kaldıkları gözlemlenmiş. Bu, hem birey hem de toplum için büyük bir kazanım.
Küresel Erişim Sorunları ve Çözüm Çağrısı
Ne yazık ki, rehabilitasyon hizmetlerine erişim konusunda dünya genelinde ciddi bir uçurum var. Rapora göre, mevcut ulusal demans planlarının %65’i rehabilitasyonu içeriyor olsa da, Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) üye ülkelerin %75’inin hala bir ulusal demans planı bulunmuyor. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde, rehabilitasyona ihtiyaç duyanların yarısından fazlası bu hizmete erişemiyor. Dünya genelinde her üç kişiden biri, hayatlarının bir noktasında bir sağlık durumu nedeniyle rehabilitasyona ihtiyaç duyacak. Bu rakamlar, acil bir müdahale gerekliliğini açıkça ortaya koyuyor.
Rapor, rehabilitasyonun ulusal planlara, iş gücü eğitimlerine ve sosyal haklar paketlerine entegre edilmesi için güçlü bir çağrıda bulunuyor. WHO’nun Rehabilitasyon 2030 girişimi, 2017’den bu yana yaklaşık 80 ülkede bu alanda çalışmaları destekliyor ve 2030’a kadar bu sayıyı 100’e çıkarmayı hedefliyor. Ancak, bu hedefe ulaşmak için daha fazla farkındalık ve yatırım gerekiyor.
Günlük Hayatta Karşılaşılan Riskler ve Çözümler
Demansla yaşayan bireyler, yaşıtlarına kıyasla nöbetleri yedi kat, yaralanmaya neden olan düşmeleri ise iki ila üç kat daha sık deneyimliyor. Bu durum, hareketliliği ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebiliyor. Ancak raporda önerildiği üzere, yaşanılan çevrede yapılacak küçük değişiklikler bile büyük farklar yaratabilir. Örneğin, evde güvenlik önlemlerinin artırılması veya günlük yaşam aktivitelerini kolaylaştıracak düzenlemeler, bireylerin daha özgüvenli olmasını sağlayabilir.
Bağımsızlığın Ekonomik ve Sosyal Değeri
Son olarak, raporda gayri resmi bakımın küresel demans maliyetlerinin yaklaşık yarısını oluşturduğu belirtiliyor. Bu, bağımsızlığı koruyan yaklaşımların ne kadar değerli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Rehabilitasyon, bireylerin daha uzun süre kendi başlarının çaresine bakabilmesini sağlayarak hem ailelere hem de sosyal bakım sistemlerine destek oluyor.
Son Söz
Demansla yaşamak, ne bireyler ne de aileleri için kolay bir yolculuk değil. Ancak 2025 Dünya Alzheimer Raporu, bize bu yolculuğu daha katlanılabilir ve anlamlı hale getirebilecek bir yol gösteriyor. Rehabilitasyon, sadece bir tedavi yöntemi değil, aynı zamanda bir hak. Her bireyin, ihtiyaçlarına uygun bir şekilde desteklenmeye ve bağımsızlığını mümkün olduğunca sürdürmeye hakkı var. Bu yüzden, hem bireyler hem de toplumlar olarak bu rapordan çıkaracağımız dersleri hayata geçirmeli, demansla yaşayanların hayatlarını yeniden tasarlamalarına yardımcı olmalıyız.
Unutmayalım, küçük bir adım bile büyük bir fark yaratabilir.





YORUMLAR